Son dönemlerde tatiller için yoğun ilgi gören bungalov evler beğenenlerin yanı sıra tepki gösterenlerin de odağı haline geldi. Türkiye gazetesi yazarı Meryem Aybike Sinan, son dönemde fazlaca yaygınlaşan bungalov evlerine, doğa tahribatı yapıldığı gerekçesi ile tepki gösterdi.
Meryem Aybike Sinan’ın yazısı şöyle:
“Ülkede bütün tabiat varlıklarımız paraya tahvil ediliyor ne yazık ki!
Ne tarihî ne kültürel ne de manevi eserlere ihtimam kaldı. Bir yerde para varsa her şey mübahtır anlayışı toplumun biricik geçer akçesi oldu. Ülkede her şey ama her şey talan ediliyor.
Bu aralar bütün ülke sathında bir bungalov merakı başladı. Ama ne merak! Dağ taş, bağ bahçe, dere yatağı, yol kenarı, meyvelikler, zeytinlikler, turunç bahçeleri, nehir kıyıları, göl kenarları, denize nazır bütün her yer bungalovların istilası altında.
Kimi yerlerde hayvan ahırlarından bozma alanlara dahi bungalovlar yapılmış. Dünün çadır kültürü, modernite ile oldu bungalov! Ancak bir fark var, çadır söküldüğünde geride herhangi bir iz ve hasar kalmıyordu.
Peki bungalovlar öyle mi?
Ağaçlar kesiliyor, meyve bahçeleri sökülüyor, tabiat tahrip ediliyor. Ve ne yazık ki buna belediyeler çanak tutuyor. Eğer kaçak değilse bungalov yapabilmek için belediyeden imar izni almak gerek. Ancak öyle zannediyorum ki bu konuda belediyelerde herhangi bir kısıt bulunmuyor. Dileyen, istediği yere kaçak bir bungalovu dikiveriyor!
Azerbaycan’da apartman ve evlere “dikinti” deniyor! Hakikaten bu söylem bizim bungalovlara birebir uyuyor. Ege ve Akdeniz sahilleri bu dikintilerin tasallutu altında. En canımı yakan da güzelim zeytin bahçelerinin tarumar edilip oraya buraya serpiştirilen bu ucubeler!
Kocaeli Kartepe ve Sakarya Sapanca bölgelerine gelelim. Sapanca Gölü, Kartepe Kayak Merkezi, Ormanya Tabiat Parkı gibi doğal güzelliklerin yanısıra bölge kiraz, ceviz, armut, kivi ve erik bahçeleriyle göz kamaştırıyordu. Sonra turizme yönelik birkaç bungalovun yapımına izin veren belediyeler ne yazık ki kötü sonun başlangıcına kapı araladılar.
Sapanca ilçesinde zaten dağda orman kalmadı. Göle nazır yamaçlar yazlık evler ve villalarla dolup taşmıştı çoktan. Şimdi de kalan yerler bungalovlarla doluyor. Çünkü bu bungalovların her biri birer turistik işletme. Geceliği 10 -15 bin liradan başlayan bu evlere özellikle İstanbul’dan ciddi ziyaretçi akını var! İpini koparan burada… Kimi işletmeler (!) gayriresmî olduklarından ziyaretçileri de gayri ahlaki oluyor! Yetmiş yaşındaki adamların 20 yaşlarındaki kızları gezdirmeye getirdikleri yerler oldu buralar… Mahalle aralarında bu kabilden işletme olur mu? El insaf!
Sapanca’ya kıyasla daha bakir kalabilen komşu ilçe Kartepe’de başlayan bungalov furyası bütün meyve bahçelerini alaşağı etti. Maşukiye en çok zarar gören beldelerin başında geliyor. Bölge halkı neredeyse evlerinin bahçelerine birer bungalov yaparak ek gelir elde etmenin telaşıyla bağını bahçesini kesiyor, doğanın uyumunu inanılmaz şekilde tahrip ediyor.
İnsan sormadan edemiyor. Bu belediyeler hiç mi geleceği düşünmüyor?
Hiç kimse kusura bakmasın hiçbir parti ayırt etmeksizin iddia ediyorum ki bütün belediyeler birbirinin aynısı bu anlamda. Belediyelere çöreklenmiş kimi odaklar, bölgenin geleceğini gözden çıkarırcasına, doğayı mahvedercesine göz yumdukları ve izin verdikleri bu imar hileleriyle ülkeye ve topluma ne denli zarar verdiklerinin farkındalar mı?
Belediyelerin emin olunuz ki “çevre” konusunda herhangi bir hassasiyeti yok!
Çevre Bakanlığı iş işten geçmeden bu meseleye el atmalı, gerekli düzenlemeler yapılmalı ve meyve bahçelerinin, tarıma elverişli arazilerin, ormanların, göl ve nehir kıyılarının imar konusuna neşter vurmalı ve bu hayati mesele kesinlikle belediyelerin keyfine ve tasarrufuna bırakılmamalıdır.
İstanbul’u yaşanır olmaktan çıkaran kimi uygulamalar şimdi sözünü ettiğim civar illeri de esir almak üzere.
Bizden söylemesi…”